ÇED TOPLANTISINI ENGELLEMEYİ BAŞARDIK !
- Yazının Tarihi: Ocak 11, 2018
- Yazar: admin
- Yazarın bu yazısı 1463 defa okundu.
TAŞ OCAĞI PROJESİ İÇİN YAPILACAK OLAN ÇED TOPLANTISINI ENGELLEMEYİ BAŞARDIK !
TAŞ OCAĞI KALKER KIRMA ELEME TESİSİ Projesi kapsamında Köyümüzde bu sabah yapılması planlanan Çevresel Etki Değerlendirme Halkın Katılım Toplantısının yapılmasına yoğun tepki gösterip engelleyerek 1. adımımızı başarıyla atmış bulunmaktayız.
Bundan sonra yasal süreç başlayacak olup, haklı davamızda emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz.
Vize Ziraat Odası Başkanı ve Vize İnsan Dağ Yaşam Derneği Başkanı Demir Aypar Eker, taş ocağı yapılmak istenen bölgenin kültürel ve tarihsel olarak zengin bir yer olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:
“Bölgemiz doğal ve kültürel olarak zengin bir yer. Tarımsal ve orman alanları olarak zengin bölge, kıyı şeridinde turizm yapılıyor. Taş ocağı açılması planlanan yerden bir tek geçen karayolu var, oradan da Kıyıköy’e gidiliyor. Orman İşletmesi, 1000 dekarlık ruhsat alanı yanında bal ormanı ağaçlandırma sahası yaptı. 14 bin adet kızılcık dikti, daha sonra ıhlamur ağaçları dikilecek. Bölge bakanlık tarafından koruma altındaki Trakya arısı için ari bölge. Burada ari arıcılık yapılıyor. Normalde bu bölgede kuyu bile açılmaması gerekiyor. Arıların o toz içerisinde polen toplaması imkansız. Hayvancılık ve arıcılık burada biter.”
“BİRİNCİ DERECE SİT ALANINA TAŞ OCAĞI”
Taş ocağı yapılması planlanan ormanlık alanın 1’inci derecede sit alanı olduğunu belirten Eker, “En önemlisi taş ocağının yapılacağı alan 1’inci derece arkeolojik sit alanı. Bunu Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu resmi yazısıyla ifade ediyor. Biz 2 sene önce de açılmak istenen taş ocağı için dava açtık. Edirne Bölge İdare Mahkemesi durdurdu. Yeniden karşımıza geldi. Şirketlere sormak istiyorum; biz onların yaşam alanlarında bırakın taş ocağını, kuyu açmamıza izin verirler mi? Bizim burası yaşam alanımız ve taş ocağı istemiyoruz. Bunun için hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
“BÖLGEDE İZOLE ARICILIK YAPILIYOR”
Dernek Başkanımız Seyfi Özgerçek te taş ocağının kurulmak istendiği alanlarda izole edilmiş arıcılık faaliyetinin yürütüldüğünü söyledi. Türkiye’nin en iyi ikinci balı olan püren balının bu ormanlarda üretildiğini ifade eden Özgerçek, şunları söyledi:
“Kömürköylüler olarak bölgemize taş ocağı kurulmasını istemiyoruz. Köyümüz doğalın, yeşilin içerisinde yaşıyor. Bizim köylümüzün yaşam tarzı hayvancılık ve tarım üzerine. Bizler bu yaşam içersinde ne olursa olsun, bunları etkileyecek taş ocağı istemiyoruz. Arıcılık üzerine izole edilmiş bölgedeyiz. Türkiye’deki 2 bölgeden biri longoz ormanlarının devamı olan köyümüz, izole edilmiş arıcılık yapıyor. Türkiye’de anzer balından sonra besin değeri en yüksek bal üretiliyor. Burada devletimiz arıcılığı geliştirmek için taş ocağı açılması planlanan yere yakın bölgede bal ormanı inşa edildi. 10 bin ağaç dikildi. Köyün geçim kaynağı haline geldi. Bu gibi özellikleri olan köye taş ocağı kurmak arıcılığı bitirmek anlamına geliyor. Tepkimiz devlete değil taş ocağı kurmak isteyen şirketedir. Arıcılık, tarım ve hayvancılık yapılan bir yere taş ocağı neden kurulmak isteniyor, anlamıyorum. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlileri ile şirket temsilcileri bilgilendirme için geldiler. Ancak köy halkımız istemediklerini söyledi. Bunun üzerine tutanak yazıldı ve bilgilendirme toplantısı yapılmadı.”
Köy Muhtarımız Yücel Güt de köye taş ocağı yapılmasını istemediklerini ve hukuki mücadelelerinin süreceğini belirterek, “Bal ormanlarımız var, hayvancılık var. Buralarda taş ocağı istemiyoruz. Bizim şu anda 2 tonu geçen bir üretimimiz var. Arıcılıkla uğraşanların sayısı çoğaldı ve devlet destek veriyor. Anlamadığımız kısım; devletimizi destekliyor ama ortasına da taş ocağı kurmak istiyor” dedi.
“BİN KİŞİ OCAKTAN ETKİLENECEK”
Kömürköy ve Akpınar Köyü’nde yaklaşık bin kişilik nüfus olduğunu belirten Akpınar Köyü Muhtarı Behzat Kömürcü de taş ocağına karşı olduklarını söyledi. Bölgenin her anlamda zengin olduğunu anlatan Kömürcü, “Biz taş ocağı olaylarından bıktık. İki köyümüzü de etkiliyor. Ayrıca birinci derecede sit alanı, çevresi orman. Mantık olarak devlet büyüklerimiz gelip yeri görseler ‘durun bakalım’ diyeceklerdir. Yıldız Dağları’nın uzantısında doğası, yeşili ve arıcılığı ile bilinen iki köye zarar verecek. Yaşadığımız alanları korumaya çalışıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk ne diyor; ‘Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır’. Taş ocağı istenen yer bizim ortak yaşam alanımız. Taş ocağı yapılmak istenen bölgede tarihi kalıntıları bulunan bir kule de hâlâ mevcut” diye konuştu
Dışarıdan katılım gösterip destek sağlayan tüm dostlarımıza, köylülerimize teşekkürlerimizi sunarız.